Friday, March 30, 2007

HAYIRLI KANDILLER :)

Bugün, alemlere Rahmet olarak gönderilen
sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav)'in doğum günü....
Hepinizin Mevlid Kandilini tebrik ediyorum :)

Wednesday, March 28, 2007

Efe icin ..

Kulaklari cinlasin , babamin yakin arkadasi Alaaddin amcanin bi "kirmizi gelincik" i vardi . evet, ismi buydu , "kirmizi gelincik" im derdi ona .. pek severdi onu , pek overdi .. her firsatta ona olan sevgisini dile getirirdi .. komik gelirdi bazen bu ask , bazen de icten ice bi hayranlik duyardim , bu hassasiyetine ve vefasina ..

eskimesine , modeli gecmesine ragmen satmadi onu, yillarca kullandi ozenle, bakimini yapti , her daim piril piril tuttu arabasini , bi Ayhan Isik gibi , bi Sadri Alisik gibi . zamanla biz de saygi duymayi ogrendik aralarindaki bu muhabbete :)

Bir ara babamin da kendi "bordo" gelincigine boyle bi ask beslemeye basladigina ve bir daha hic ayrilmayacaklarina, sonsuza dek birlikte olacaklarina ma-aile inanmamiza ramak kalmisti ki, babam nasil olduysa ani bi karar degisikligi ile arabasini sativerdi bi gun .. ben sonra duydum olayi , canim babacigima taziyelerimi bildirdim , acisini paylasmaya calistim . . ee uzaklardasin, bi telefon sesinden , bi video gorusmesinden anlasilmiyor ki hissiyat tam olarak .. babam nasil atlatti bu elim hadiseyi bilemiyorum ..

ama bana cok dokundu ..

(bordo araba degil babacigim, bizim mavi arabamizdan bahsediyorum :( yani bordoya da uzuldum tabii , ama o senin kiymetlindi hani, biz yan bakmiyorduk ona ya hani, o bakimdan :P)


gercekten ..

insanin guldugu basina gelmeden olmezmis derler ya ..

hani oyle oldu desem yeridir ..

insan arabasina da baglanir miymis? baglanirmis :{{

ardindan ici burulur, aglamakli olur muymus ? olurmus :{{

Canim arabam, gelmis gecmis tum arabalarimiz (ki toplam 3 adettir) icinde en sevdigim , en gozbebegim EFE'cigimiz satildi ... gecen hafta .. gece saat 11'de listeye koyduk.. saat 12'ye kadar bi suru kisi aradi .. sanirsin ki listeye koymamizi bekliyolarmis , oh nihayet der gibi bi calmaya basladi telefonlar , sasirdik kaldik :( ertesi gune randevu verildi. daha ertesi gun teknik check up, ve o gun satis, bi ertesi gun de teslim ... zar zor bi hatira resmi cekildik , o gune kadar aklimiza gelmemisti tabii , bi de ben aglamakli olunca esim gel bi iki resim cekil bare hatira kalsin dedi :P ... (onlari koymiycam bloga, hic beklemeyin, ozelim onlar benim .. arabam ve ben arasinda kalacak ve ebediyete intikal edecek)

ben bu kadar hizli satilir diye dusunmemistim, soyle 1 - 2 ay surunur diye bekliyordum ne yalan soyliim .. ama bi cinli cocuk pat diye aldi arabayi :(( teslim alirken de oksadi ya kaportasini mutlu mutlu , soyle evire cevire dinlene dinlene dovesim geldi o anda , zor tuttum kendimi, baska tarafa cevirdim basimi , gozlerimi ufka diktim, gozyaslarimi icime akittim :P esime de cok icerledim zati .. hemen satmayabilirdik .

ama o pek sevmemisti arabayi ben biliyorum, aralarinda bi elektrik olmamisti ilk gunden beri , olmussa da negatif bi elektrikti bu , cunku ne zaman direksiyona gecse bidir bidir soyleniyordu "toyota alcaktim da , honda alcaktim da, yok audi alcaktim da... yani mazda almayacakti ama baska ne olsa alacakti isin gercegi ama , evet hakliydi , ben tutturmustum.


bir bahar gunuydu .. gorur gormez vurulmustum, oyle guzeldi ki mavisinin rengi .. special paint oldugunu ogrenmistik sonra .. evet, ben israr etmistim illa alalim diye , esim istememisti . almadan donduk o gun . motor diyordu, transmission diyordu , servis diyordu , ama ben duymuyordum , rengi ve o zarif kibarcik kibarcik modeli aklimdan gitmiyordu ... kararli direnisim ve kafa utuleme calismalarima ancak bibucuk gun dayanabildi, 1,5 gun sonra islemleri yaptik . araba benim ustumeydi artik :)) mavi isil isil mazdam kapimizin onundeydi , benimdi , ve ben bakmaya kiyamiyordum ...

benimdi benim olmasina da .. ben kullanmayacaktim.. yani isin dogrusu biz bu arabayi esime alacaktik aslinda , yani aslinda benim bi arabam , daha dogrusu amerikadaki her siradan anne gibi coluk cocuk rahatlikla dolussun, icinde gezsin dolassin, bi guzel batirsin diye alinmis koca bir vanim vardi zati :} zannimca biraz da o yuzden cok itiraz etmisti esim, kendi kullanacagi arabasi kendi sectigi ve sevdigi bisi olsun istiyordu saniyorum . Ama ben de onu kendimce sevdigim bi arabanin icinde ise gidip gelirken gormek istiyordum ... diye pek de inandirici olmayan bi bahane settireyim simdi :P ... neyse ..

uzattim farkindayim .. ama iste sevgi oyle garip bir sey ki an oluyor bi arabanin isildayan cilasinda hayat buluyor ve gelip gonlumuze doluyor ..

ve oyle garip bi sey ki ardindan hisleniyor ve bi dolu yazi yazarak baskalarini da sisiriyorsunuz .. e o kadarcigina da siz katlaniverin sekerler .. hatirim icin ...

Tuesday, March 27, 2007

bir haber.. dunyadan .. bir haber .. turkiyeden..

haber 1 , dunyadan :


Alman hastanelerinde bebek terk etme köşesi!

DIŞ HABERLER Almanya'da yeni doğan bebeklerin öldürülerek çöpe atılması olaylarının artması üzerine, hastanelerde annelerin bebeklerini bırakıp terk edebilecekleri bölümler oluşturulduğu bildirildi. Yetkililer, yeni uygulama sayesinde bebeklerinden "kurtulmak" isteyen annelerin, cinayet işlemek yerine çocuklarını, isimlerini açıklama zorunluluğu olmadan, hastanelerdeki bu bölümlere bırakabileceklerini belirttiler. Cinayetleri artırabileceği iddiasıyla bazı kesimler tarafından eleştirilen uygulamanın ülkede, "Bebekler çöpe gitmeden önce..." sloganıyla tanıtıldığı kaydedildi.

bknz : http://www.milliyet.com.tr/2007/03/28/yasam/yas09.html

(esasen cok daha once baska bi yerde daha okumustum bu haberi . yeni degil yani . milliyet ancak verebilmis . tekrar gorunce , sizlerle de paylasayim istedim . insani degerlerinden gitgide uzaklasan bir medeniyette , insaniyetin ucundan tutabilme, en azindan bi canliyi olumden kurtarabilme mucadelesi ..

simdi biz sukretmeli degil miyiz, yasadigimiz saglikli huzurlu hayatlarimiza ? ve minnet duymali degil miyiz annelerimize, babalarimiza ? )


haber 2 .. yurttan :

Bayhan'ın yeniden doğuş hikâyesi tersine döndü

'Sabıkalıdan popstar olur mu?' tartışmasından galip çıkan Bayhan için hayal edilemez yeniden doğuş hikâyesi gibiydi her şey. Ama 'gibi'ydi yalnızca

BİR PORTRE / Asu Maro"Şaka mı yapıyor bu adam?" diye izlemeye başladı Türkiye onu ilkönce. Şarkı söylerken ellerini ovuşturuşu, gözlerindeki biraz şaşkın, biraz neler olup bittiğini bilmez bakışla 'farklı'ydı. İnsan beğensin mi, nefret mi etsin bilemiyor, ama izlemekten kendini alamıyordu. Bir yerde birisi aslında Bayhan'ı fena bulmadığını itiraf ederse herkes peş peşe dökülüyordu: "İyi söylüyor çocuk"... "Evet evet, samimi, sahici..."Sonra bir gün Popstar'da kızılca kıyamet koptu: Yarışmanın en çok konuşulan adayı Bayhan Gürhan 'meğer' sabıkalıydı, adam öldürmekten cezaevinde yatıp çıkmıştı... Hikâyenin çeşitli versiyonları yazıldı çizildi, belki kavgaydı, belki kazaydı, sonuç olarak Bayhan Gürhan 28 Eylül 1998'de amcasının oğlu Mehmet Ali Gürhan'ı bıçaklayarak öldürmüş, 2 yıl hapis yatıp çıkmıştı.

Oyları arttıkça arttı"Sabıkalıdan popstar olur mu?" tartışmalarından Bayhan galip çıktı, jüri üyelerinden Deniz Seki programı terk ederken, onun oyları arttıkça arttı. Müslüm Gürses'le mi kıyaslanmadı, Yılmaz Güney'e mi benzetilmedi... 24 yaşında bir çocuk için "Bayhan Baba" diye internet siteleri mi açılmadı... Başbakan Erdoğan bile "Bizim evdekilerin oyu Bayhan'a" derken, delikanlının arkasındaki en önemli destek Ercan Saatçi'ninkiydi. 2004'ün ocak ayında yarışmayı üçüncü olarak tamamlayan Bayhan'ın albümü de DMC'den çıktı. "Hayal Edemiyorum"du adı... Doğduğu andan itibaren hayatın yüzüne gülmediği bir çocuğun hayal edilemez yeniden doğuş hikâyesi gibiydi her şey. Ama 'gibi'ydi yalnızca...

Başa dönersek

Hikâyenin başına dönersek... 15 Mart 1980'de Selahattin ve Kezban Gürhan çiftinin ikinci çocuğu olarak Adana'da dünyaya gelir Bayhan Gürhan. Annesi ve ablası tarafından çok sevildiğini hatırlıyor... Evde yiyecek yokken sıcak süt bulup ekmekle karıştırarak ona yediren annesinin bir gün, o 5 yaşındayken cam şişede sarı bir sıvı içtiğini, küçük oğluna da uzattığını, ablasının ona engel olduğunu... Annenin bir kamyona binerek evden gittiğini ve bir daha dönmediğini...Bir süre babaanneleri bakar iki kardeşe, sonra babaları onları Almanya'ya götürür. 'Üvey anne'lerinin yanına. Anlaşılır ki annelerinin içtiği sıvı fare zehridir, sebep ise kıskançlık... Gene de güzel günler geçirir Almanya'da Bayhan. Okula gider, spor yapar, doktor olmak ister ve hep şarkı söyler. Bir gün bokstan dönerken bir araba çarpıp savurur onu. Hayatını da...
Bir başlarına kalırlarBirkaç ay sonra hastaneden çıktığında ne baba vardır ortada ne üvey anne. Biri 7, diğeri 11 yaşında iki kardeş bir başlarına kalırlar. Ta ki üniformalı iki adam gelip onları götürene kadar... Kimsesiz çocukların bakıldığı bir yerdir gittikleri. Rahipler ve rahibeler tarafından büyütülür, okula, zaman zaman kiliseye giderler. Tam alışmışken, bu kez bir Alman aile evlat edinir onları. Bir yıl sonra babaları ortaya çıktığında onunla gitmek istediğini söyler Bayhan. Annesine "Neden beni bırakıp gittin?" diye kızmadığı gibi babasına da sormaz hiç, çünkü "Bir evlada anne babasını yargılamak düşmez" ona göre... Babası Türkiye'ye götürüp babaannesine bırakır Bayhan'ı gene. Abla Almanya'da kalır. Bir süre sonra tam gelin olacakken cenazesi döner Türkiye'ye genç kızın. Bayhan'ın hayatındaki ikinci önemli kadını da bir trafik kazası alıp götürmüştür... Bir babaannesi kalmıştır geride, 18'inde amca oğlu katili olduğunda cezaevine onu ziyarete gelen tek kişi... Ama onu da kaybeder.

Sonrası İstanbul sokakları... Tüpçülük de var, sokak satıcılığı da, esrar da... Ve Antalya'da bir otelde aşçılık yaparken Popstar ilanını görür bir gün. Kaderi bu kez dönmüş 'gibi'dir ama... Ama işte 'Popstar adayı'mız Bayhan, yarışmadan üç yıl sonra bu kez 'polisle çatışmaya giren' otomobilden çıktı. Yanında babası var gene, gözlerinde ise "Benim burada ne işim var?" diyen ve 'anne babayı yargılamayan' aynı şaşkın bakışlar...

bknz : http://www.milliyet.com.tr/2007/03/28/yasam/axyas02.html


(bu haberi de okuyunca , ister istemez bi onceki habere gitti aklim .. karisik hayatlar .. sallantidaki hayatlar .. huzursuz hayatlar ... sonra , uzun zamandir neden turk medyasini takip etmedigimi hatirladim :(( tum berrakligiyla :( bu aksam nerden estiler de okudum yeniden , tum ic dunyam allak bullak oldu . bi bu haberle degil tabii .. o kadar da naif degilim :P ama genel olarak haberlerimiz facia , ne yalan soyliim .)

inciler ...


"Iyiliginize inanilmasini istiyorsaniz ondan hiç bahsetmeyin."

BALZAC

Monday, March 26, 2007

guzel havalarda keyifli olmak kolay ..


misal bugun hava super .. kis sezonunu atlattiktan sonra ilk defa tum gece pencereler acik uyuduk ki , cocuklugumdan beri en sevdigim seylerden biridir , odaya mis gibi serin sabah havasi dolar, kus seslerini duyarsiniz , kocaman bir mutlulukla uyanirsiniz sabaha ..

sonra dun de cok guzeldi hava , cocuklar pazar okulunda oynayip durdular bahcede , 23 nisan sarkilari provasi yaptik avaz avaz , sonra piknik yaptik (sezonun ilk piknigi) yedik ictik, topraga dusen ilk cemrenin henuz kurumadigini aynel yakin musahede ettik, cocuklar vicik vicik camura bulandilar, eglendik .. felan ..


ama marifet , karanlik kasvetli basik havalarda da keyifli olmayi surdurebilmek ..

misal, burada (columbus) gecen pazartesi son derece kapali tatsiz bi hava vardi . yagmur iyice yagsa rahatlayacak, ama o da arada bi sepeliyor, boyle bogucu mu bogucu bi karanlik, daha sabahtan itibaren hem de ..

ustelik o gun tam da aksi gibi disari cikmamaya karar vermistim, evde oturup bi guzel temizlik yapacaktim. gerci ben hemen hemen her sabah "bu gun hic bi yere gitmeyecegim evde oturup herseyleri bitirecegim" diye uyanirim ... ama ogle olmadan isler agir gelmeye baslar , ikindiye zor dayanirim, "bari cocuklari bi kutuphaneye gotureyim" .. yahut da telefonla konustugum arkadaslarla bisiler yapmaya karar veririz vs vs

ama dedim ya kararliydim , evdeydim, ve saat 2 oldugunda kasvetli havadan oturu patlamak uzereydim .

ne yapar patlamak uzere olan bir ev hanimi :

1. bi yandan utunun buhari ile tutsulenirken, bir yandan da karanlik havanin da etkisiyle onu bunu kurmaya baslar "o niye oyle dediki simdi" "pat diye soyledim, ayip mi oldu" "cok kilo aldim son zamanlarda" "en son aldigim etek kesinlikle yanlis tercihti, hic guzel durmadi, bi dunya da para verdim ustelik" "cocuklari iyi yetistiremiyorum hicbisi veremiyorum onlara" "esim de cok mesgul son zamanlarda eskisi gibi cikamiyoruz disari" "ne igrenc bi kumasmis bu da boyle, utule utule acilmiyor"............. bu mihvalde akiiiiiiip giden bi dolu acikli dusunce beyninin kivrimlarinda dolanir durur, en nihayet yanki yapmaya baslarlar ..

2. yankilari dagitayim diye mutfaga girer .. buzdolabini acar .. bakinir .. ne yemek yapayim diye diil .. ne yiyebilirim diye :P en arkada gozune kestirdigi bisiyi cekistirirken on kisimda igreti duran bi kac baska seyi doker .. soylene soylene onlari temizler . sonra elim degmisken der, butun mutfagi ovalar , ustu basi klorok kokar , iyice acikmis ve hirslanmis olarak buzdolabinin taa en arkasindan cikardiklarini yer .

3. telefon acar.. kendi ruhsal bunalimini bi baska arkadasina aktarir , itinaynan .. onun da dunyasini karartir . biraz rahatlar.

4. yine mutfaga girer ... aksama ne yapsam uff yaa hic bisi kalmamis der . eksik listesi cikarir .. yaklasik yarim metre uzunlugunda ..

5. epeydir su arkadasi da aramiyorum , bi arayayim , sesini duyayim, iki laf eder acilirim der .. sonra havanin berbatligindan konuya girip kendi ruhsal bunalimlarindan cikar . epeydir psikolocisini dagitmadigi o arkadasini da tarumar ederek biraz daha kendine gelir .

6. kendi kendilerine mutlu mutlu oynamakta olan cocuklarin odasina dalar . "cok dagitmissiniz burayi , aaaaa , ne bu boyle" diye parlar , oda toplama seferberligi baslatir. o odadan cikar cikmaz cocuklar oyuncaklari tekrar yerlere dokerler .

7. aynaya bakar , sac renginden nefret eder . yazin hem model hem renk olarak cok koklu degisiklikler yapacagina kendi kendine icinden soz verir .

8. utu de baydi , aksam bitiririm artik der, utu masasini toplar, utulediklerini asar, geri kalanlari sepetiyle klozete koyar , "kesin bitircem bu isi bu aksam" diye and icer :P ictigi andi da sepetin ustune koyar ki unutmayim diye :P

9. saata bakar, hmm yok boyle olmayacak , dur su arkadasi da bi arayayim , beraber cocuklari alir kutuphaneye gideriz , cocuklar da oynar biraz acilirlar der.

10. aradigi arkadasi "naapcaz disarda, yagmur yagiyor, peynirin varsa, super yufkam var, borek yapalim yer miyiz" deyince yuzune kocaman bi gulumseme yayilir (ennihayet) tamam cayi koyuyorum hemen gel der.
11 . sevgili arkadas gelir, tavada borek yapilir, sabah ne yapcagini sasirmisken oylesine yapilmis tatli da yanina ilave olur, cay icilir, muhabbet edilir, sonra elidorun sitesinden yuzune uygun sac modelleri denenir (http://www.saclarimyipraniyor.com/) kah gulunur kah aaaaa supeeeer denir, keyifler yerine gelir, cocuklar guler oynar, havanin kasvetinden eser kalmaz, cunku arkadas insanin can sikintisina birebirdir :))

demekki neymis, arkadassiz olmazmis :) sabah kalktiniz hava berbat, icinizi bi keyifsizlik hali sardi daha o anda , besbelliki boyle devam ederseniz tum gunu cekilmez hale getireceksiniz, o zaman ya adam gibi oturun cocuklarinizla vakit gecirin bare onlarin gunu senlensin , ya kendi kendinizi update edin, okuyun ilminizi artirin , yahut da .. arkadaslariniz yetissin imdadiniza .. ister telefonla arayip kafasini utuleyin , ister kahve icmeye geliyorum deyip cat kapi gidin evine , ister o size gelsin beraber bisiler pisirin edin hatta acip dergi kitap karistirin , beraber okuyun bisiler , ya da seyredin bisiler , ama kasvetli havalarda yok yere bunalimlara girmeyin :)

girmeyin yani .. yaziktir :P

Saturday, March 24, 2007

taze kavrulmus cigdem !! yir misin abla ?


Ortaokul yillariydi, cok iyi hatirliyorum . Bi ara dadanmistik, ogle yemegi arasinda (okulumuz sabah 8 - aksam 5 tam mesai olunca eksik olmasinlar 40 dakika kadar yemek arasi oluyordu oglenleri) yemegimizi yer yemez (ya da yemez yemez, o zaman o kadar obur degildik) cantalarimizda stokladigimiz cigdemleri cikarir, bi yandan geyigin dibini bulur, ya da seyrettigimiz korku filmlerini anlatir, bi yandan da cigdem citlerdik !!! Nasil bi okulmussa bizimkisi , demek ki hocalarimiz gorse de bisi demiyorlarmis , yani goruyorlar miydi ondan da tam emin diilim .. gecmis zaman :P

O aralar o kadar cok cigdem citlemisim ki , zannimca overdoz olmusum, akabinde bi onbes yil kadar cigdemin yuzunu bile gormek istemedim . isabet oldu gerci, boylelikle genclik yillarimin ergenlik bunalimlarina bi de sivilce sorunsali eklenmemis oldu . Cok sukur sivilcesiz atlattim o donemi ..

Cigdemle tekrar birbirimizi bulup hasret gidermemiz, iyi hatirliyorum, cunku 4 ay kadar oncesiydi , deer creek'te otelde kalisimiz esnasinda oldu ..

Arkadaslar hep beraberdik, kis tatilini degerlendirmek maksadiyla gitmistik oraya .. Zati super vakit geciriyorduk, sohbet muhabbet girla .. ee is yok guc yok, yemek derdi yok , temizlik derdi yok .. beyler birbirini bulmus, kendi keyiflerinde ..cocuklar desen hakeza .. bir hanim daha ne ister ki ...


yani daha ne isterim ki ... diye dusundugum bi sirada ... bi aksam , bi arkadas bi paket cigdemle geldi her aksam bulustugumuz ikinci kattaki somine basina ..
"bakiiiin elimde ne vaaaar?"
" aaaa cigdem , nerden buldun ayol sen bunu?"
deyip gayri ihtiyari hepimizin eli torbaya uzandi .. sanirsin ki hepimiz o torbayi, o ani bekliyorduk ! muhabbet guzeldi zati , caylarimizi iciyorduk, cay sevmeyenler kola, vs .. bi avuc cigdem ha eksik ha fazla ne farkederdi , ben de aldim bi avuc torbadan .. cayin yanina diye ..

sonrasi ??

sonrasi kah kah kih kih akan, pur nese devam eden sohbet kesilmis, kendimizi buyuk bi ciddiyetle cigdem citlemeye vermistik :P sohbet kesilmisti cunku konusmak icin cigdeme ara vermek icab ediyordu ve kimse de agzina tadi bu kadar bulasmisken cigdemini birakmak istemiyordu . habire citliyorduk !! arasira bakisip , bazen bi hizla cayimizdan bi firt cekip sonra tekrar cigdeme devam ediyorduk !! Ortaligi ciddi bir citir citir cigdem gurultusu kaplamisti . Allah'tan sominenin etrafindaydik, hani disardan bakan bi amerikali bizi eller habire bi agza bi torbaya bi cesit yoga hareketi yapiyor, o citirtiyi da somineden geliyor sanabilirdi .. en azindan biz oyle olmasini umuyorduk .. Bu, torbadaki son cigdem bitene kadar boylece devam etti. eni topu 400 gmlik poset .. onca insana ne kadar dayanacak ? haliyle 20 dakika gecmeden biz cigdemin dibini bulmustuk. Kabuklari toparladik .. sagimiza solumuza dusmus cigdemleri de bulup onlari da itinayla citledik .

sonra "guzelmis yaa" "hay Allah razi olsun" "ne iyi ettin de getirdin" ler esliginde dislerimizin arasinda kalanalari da guzelce yalayip yuttuk .. sonra bi vakit daha siplattik agzimizi .

sonra " ee neyse" " yarin da bulalim cekirdek, iyi oldu boyle" "cayin yanina iyi gitti" "yaaa ozlemisiz" "e hadi madem iyi geceler" "size de" ler esliginde dagildik .

Esasen o gece sohbet normale gore cok cok kisa surmustu .. ama onemli olan nicelik degil nitelik degil mi her zaman .. az ama oz !! bizim sohbetimizi de "ozlendiren" cigdem olmustu o gece , o halde ertesi gun hepimiz cigdem telasesine dustuk .

Istanbul market ve guzel sahibesi Seden bu guzel olayimiza sponsor oldu da eksik olmasin , sonraki gun ve gecelerimizi hep cekirdek etkinligi ile dolu dolu gecirdik :)

Bu olay otelin kimyasini biraz bozdu gerci .. her ne kadar elimizden geldigince etrafi toparlamaya calissak da "ayip olmasin adamlara" diye , otel temizlikcileri "ne bu yaaa bu gece de papagan surusu dalmis yine otele" demislerdir zannimca .. malum onlar bizim caaanim cigdemimizi papaganlara veriyorlar, bilmiyorlar kiymetini ..

iste boyleeee .. sonra olanlar oldu bana .. ben yine dadandim cigdeme .. o gun bugundur .. hatiraniza hurmeten guzeller, o gecirdigimiz guzel keyifli gecelerin anisina hurmeten (baska bisiden diil yani) .. cayla beraber .. aksamlari ..

citir citir !!!

Thursday, March 22, 2007

gidenlerin ardindan ..


siz biliyorsunuz kimden bahsettigimi .. ben soylemiycem ..

cunku hepimizin hayatinda oldu boyle birisi /birileri .. ve onlar hep gittiler sonra .. gittiler ve siz kaldiniz ..

dostlar ...

tanisirsiniz , seversiniz ..

sevgi bi zaman sonra aliskanliga donusur .. alisir , baglanirsiniz .. oyle baglanirsiniz ki , aileden biri gibi gelir .. kardes gibi .. darlandiginizda yaninda alirsiniz solugu .. .. akil danisirsiniz , derdinizi paylasirsiniz ...

ve en muhimi onsuz olmaz sanirsiniz ... hani hersey degisse de o sanki hic degismeyecektir .. sanki o her zaman o bembeyaz mutfaginin kapisinda karsilayacak sizi , buyur edecektir iceri .. sanki misafir tecrubesi kazanmis sipilik terliklerini giyer giymez o evden olacaksinizdir siz yeniden , o evde yasiyormussunuz gibi ... sanki o her zaman kenarina fiyonklar bagladigi bambu panjurlu camlari , cayin fokurdayan buhariyla bugulanacaktir .. ve sanki hep cay demlene dururken , yagda kizaran sipsak boregin kokusu saracaktir tum evi .. sanki o "zeytinleri cikardim, sen salatalik dogra .. 2 domates neremize yetcek, 4 tane yika da dilimle" diyecektir hep, bir yandan peynirleri dograrken .. sanki cat kapi ugramamissinizdir oylesine .. sanki hep bekliyordur sizi .. sanki hep bekleyecektir ... sanki hep "ac misin?" diye sormadan sana , acsin gibi ne var ne yok koyacaktir masaya , ve sen de hep sanki acmissin gibi ne var ne yok yiyeceksindir masada , sohbet ederken bi yandan hiiic farkina varmadan .. lavanta kokan banyo sizin banyonuz, mis kokulu havlular sizin havlunuz olacaktir , ve onlar hep orada o evde emre amade olacaktir ..

ve siz her zaman o evi aydinlatanin, pencereden iceri dolan gunes oldugunu sanacaksinizdir ...

ta ki bi gun o gidene kadar ... o gidene kadar gidecegine inanmadiginiz .. gitme vakti yaklasti dediginde dahi gidecegine inanmadiginiz .. gittiginde dahi gittigine inanmadiginiz O gidene kadar ...

bi gun gitgide uzaklasan arabasinin ardindan bi bardak su dokup , arka camdan huznun golgesi dusmus gozleriyle size bakan O'na el sallayana kadar ..

elleriniz yanlarda oooooylece ardindan bakip kalakalana kadar ..

iste o zaman anlayacaksiniz ki siz kalacaksiniz o gidecek... hayat onsuz devam edecek ve biseyler ondan sonra bir daha ayni olmayacak .. eksik kalacaksiniz, kalbiniz aciyacak ..

digerlerinde oyle olmadi mi .. turkiye'ye , cleveland'a , cincinnatti'ye , pittsburg'e, california'ya , toleda'ya , chicago'ya , florida'ya , canada'ya, oraya buraya ugurladiklarimizda ..
iste bunda da aynisi olacak ..

Monday, March 19, 2007

eski reklamlardan ...

bi reklam arasi alalim ..

tuyleriniz tiken tiken olsun !!! :P



demek ki neymis : biz opusken bi milletmisiz :P

o halde LEDA LI !!! LEDA LAA !!

(ufff ya , cidden faciaymis bi zamanlar reklamlar :P )

fotograf sanati .. incelikleri ...


yukardaki fotoya iyi bakin ..

bu kim ?

cumartesi gecesini beraber idrak ettigimiz arkadaslar sippadanak bilecekler ...

.. evet ..

benim ...

bu fotoyu ceken arkadas, fash etmek gibi olmasin (Nazli) hafifcenek benim kafami tutturamamis .

oysakine super de bi poz vermistim :P

zaten boyunumun altinda kalan kisma da bakinca (fotoda gorunen kisma) bu hemencecik anlasilabiliyor : iyi bi pozdu yani :P

ve fekat yuzum yok.. (soylemeye diil, tum bunlari soylemeye yuzum var, ama fotoda yuzum yok)
peki ben yuzsuz muyum?
degilim kanimca .. daha bu sabah kontrol ettim aynada, bana bakiyordum .

fotograf sanatinin incelikleri ve derininde yatan gizemler noktasindan bakacak olursak olaya, nazli bana bu cektigi seylen mesaj vermek istemis olabilir . hani bana sen yuzsuzsun demeye getirmis olabilir ... ama niye desin ki .. sever beni nazli sonucta :}

o zaman soyle bi kaniya variyoruz .. nazli foto cekerken bencileyin kaydirma yapiyor zaman zaman ..

(kaydirma : fotografcilikta cekilmek istenen obceyi tutturamama ) (tanimlama tarafimdan uydurulmustur, fotocu arkadaslar kizmasin)

benim bu konudaki basyapitim, bangladesh'te bi halk pazarinda esimi cekecegim diye keskelalaka iki gunesyanigi bengal sokak cocugunu cekmemdir ki, fotolari tab ettirdikten sonra ,

esim : kim bu cocuklar .. kim cekmis bu fotoyu yaa , sen mi ben mi
ben : ay ben niye cekeyim bu cocuklari, sen cekmissin herhalde, otantik olsun diye
esim : hic hatirlamiyorum
ben : ben ceksem arkadaki kina yapan kadini cekerdim, sen cekmisin bunu
esim : iyi de ben niye cekeyim bu cocuklari , Allah Allah
ben: ne bileyim ben
esim: bi dakka ya .. bu resmin sag tarafinda gorunen kol benim kol, saat benim saat degil mi
ben : bakayim
esim : tabii yaa benim kol, benim kareli gomlegim , benim saatim !!
ben : nasi yani ?
esim : sen cekmissin bunu !!!
ben : yok canim daha neler ?
esim : ben kendi kendimin yarimimi cekemiyecegime gore ?
ben : ?!!?! :P ay pardom yaaa :P ben cekmisim evet :P

olabiliyor boyle seyler , naapiceksin :P

amaaaaan ... neyse ney :)) ossun vaasin :) ben sevdim fotoyu :)

tesekkur ederim nazlicim :) o aksam sakatlanmana hepimiz cok uzulduk :) sana caaaaaaaaaani gonulden kocaman bi gecmis olsun diliyorum :)


PS : ilk kez gorenler icin , siz sormadan ben soyleyim, evet taki severim ... tamam , cok severim :)

Friday, March 16, 2007

1 nisani bekleyin ..

ya dayanamiycam, soyliycem !!

ama benden duymadiniz !!

soylemesem niye soylemedin oluyosunuz , soylesem pat diye eslerinize de soyluyosunuz kimden duydugunuzu :P sonra beylerden sikayet felan geliyor , olmuyor , durduk yere ben de laf isitiyorum .. haliyle sahsim adina hayirli neticelenmiyor :(

o yuzden ciddi ciddi dusundum bikac gundur soylesem mi soylemesem mi diye ...

yine de dayanamadim, belki bugunlerde evlilik yildonumu olanlariniz vardir, ne biliim parasini biriktirmis pirlanta bakinanlariniz vardir, "bu dogum gunu kesin pirlanta aldiricam artik" diyenleriniz vardir , vs vs ... iyi bi insanim napiiim , faydali olmak benim genlerimde var :D

neyse ... bu hafta JCpenney'de jewelry bolumunde %70 uzerine %30 indirim vardi ya .. belki denk gelmissinizdir . ben de carsamba malum orda idim bizatihi .. her zamanki gibi pirlanta ve bilimum mucevheratin onunde yalanirken , ve sanki alabilcekmisim gibi bikac tanesini "ay bakiim parmagimda nasil durucek" diye denerken Barb (ordaki sorumlu arkadas, her defasinda yalandigim icin o kisimda , git gel bi yerde samimi olduk kendisinnen) citlatti kulagima :

1 nisan'da altin ve tasli takilarin (pirlanta vs) %70 clearance yemis olanlarinin uzerine extradan bi de %40 indirim olucekmis !!!

evet bu onumuzdeki 1 nisan !!! ben yuzuk sevdigim icin mesela, o esnada 1800 dolarlik pirlanta yuzuk takmistim parmagima , ona bakiyodum hayran hayran, hesaplayiverdi , 324 dolara felan gelecek ..

neyse bilmiyorum , 1 nisana kadar 15 gununuz var :)

ona gore onleminizi alin ;)

benden duymadiniz ;)

Wednesday, March 14, 2007

benden soylemesi !


bugun alisverise ciktim ... hepinizin yuzlerindeki ifadeyi tek tek tahmin edebiliyorum, toparlamaya calismayin !!! :(

kendim icin diil, hayirli bi is icin gittim mall'e ... hissedebiliyorum , hala bi kisminiz siritmaya devam ediyor !!! :(

verdiginiz gorev basariyla tamamlanmistir !! ... anlayan anladi, siz siritin hala :(

insanin adi cikmaya gorsun :(((

neyse .. soyleyecegim bu diil .. bugun basimi (daha dogrusu ayagimi) bi hayli agritan bi mesele konusunda , taze taze edindigim tecrubeme dayanarak size yine uyarida bulunmak suretiyle , yine faydali bi hizmet sunacaktim .

onun icin iste boyle mallden geldikten sonra yemegi hazirlayip , sofrayi kurup, yemegimi yiyip, ortaligi toplayip, cocuklarla oynayip sonra onlari yatirip , sonra cayimi icip cekirdegimi citleyip dizimi seyredip, dizi bitince cocuklari kontrol edip ustlerini guzelce orter ortmez bilgisayarin basinda solugu almam ... sirf sizler icin ...

ben yandim , siz yanmayin ..

akilli olun ..

alisverise giderken ayaginiza tikir tikir topuklu giymek yerine soyle yere saglam basan rahat bi ayakkabi giyin .

sonra bencileyin macy's kapisindan girip , yol uzerindeki irili ufakli vitrinlere agzi acik bakip , sears'i azcicik gezip jcpenney'e ancak vardiginizda "yaaa olcem ben yaaaa" deyip oturacak yer ararsiniz .. ayaklarinizi caktirmadan ovalar, oteki macy's e kadar gitmek soyle dursun , "ben nasil doncem arabaya simdi ?" diye kara kara dusunursunuz ... aglamak ister, aglayamazsiniz .. ayakkabilarinizi hic cikaramazsiniz :P karizmayi cizdirmeden normal bi yuruyus seysi settirebilmek icin omuzlar dik bas yukarda ayaklar surunuyor pozisyonunda "nerden de almisim ben bu ayakkabilari" diye ayaginizdakilere soylene soylene arabaya gelir, biner binmez de ayakkabilari yallah edersiniz bi koseye . sinirden basiniz agrir .

en acisi, esiniz anlamaz " hayrola, neyi alamadin da keyfin kacti ?" nevinden istihzali bi cumle sarfeder . . gururunuzdan gercegi de soyleyemezsiniz !! oyle kos kos gezersiniz evde ..

benden soylemesi !

Monday, March 12, 2007

300 spartali akinlarda cocuklar gibi sendik ..


"tabii holywoodcu abiler olmasaydi sıkardı biraz 120 bin kisilik orduyla 3 gun boyunca ama .. " :P

dun su haberi okudum gazetede :

'300 Spartalı' ABD ile İran'ı gerdi
Irak ve nükleer program nedeniyle kriz yaşayan Amerika ve İran, bu kez de bir sinema filmi yüzünden karşı karşıya geldi. ABD'de gösterime giren Hollywood yapımı "300 Spartalı" adlı film, İranlıların sert tepkisine neden oldu.
Filmden büyük rahatsızlık duyan Tahran, yönetmenin İranlıları "vahşi, cahil, kan dökücü ve medeniyetten uzak kişiler", Yunanlıları ise "cesur ve asil" olarak betimlediğine dikkat çekti. Frank Miller'in çizgi romanından beyazperdeye aktarılan filmde, Yunan askeri Leonidas komutasındaki 300 askerin, Heşayer Şah'ın 120 bin kişilik ordusuna üç gün boyunca direnişinin anlatıldığı ifade ediliyor. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın danışmanı Cevad Şemkaderi de gerçeklerin saptırıldığını belirterek filmi yapanları kınadı. Film, ABD'de gösterime girdiği hafta sonunda 70 milyon dolardan fazla gelir sağlayarak gişe rekoru kırdı. Tahran, aa"


diplomasinin, politikanin kisa geldigi anlarda bazen film endustrisi de yetisebiliyor imdada .. tarihte cok orneklerini gorduk bunu .. zamaninda biz de az cekmedik "geceyarisi ekspresi" filminden .. bes para etmez , dandik de bi filmdi ama cok hassaslasmistik bi zaman , ne zaman adi gecse geriliyor, aglamakli bi savunma olayina girmis buluyorduk kendimizi .. oysa o film uzerinden bizi suclayip, isaret parmaklarini gozumuze gozumuze sokarak "iste !!! bu!!!" diyenler, kuvvetle ihtimal zaten bizden hoslanmayanlardi, yani benim sahsi fikrim o filmle kanaati degismis degil o filmle kendi kanaatini kendi kendine percinlemis tiplerdi , ve bu filmle sanki ellerine bi koz bi delil gecmis gibi , sanki bu film bi suc unsuruna ciddi bi kanitmis gibi "ya!!! biliyoduk zaten!!" diyen tiplerdi ama .. ossun vaaasin .. oldu o zamanlar oyle bisi iste ...

bu filmin zamanlamasi enteresan tabii :) yani tam da iran ile amerikanin soguk dansinin oldugu gunlerde .. tam da amerikanin nukleer mukleer bahanesi ile iran uzerinde politik baski olusturmaya calistigi gunlerde ... hafif bi nanik hissettim ben sanki :) hafif bi "çaaaat!!! " enseye tokat olayi !! :P


simdi iranlilar bu filme kizmis !! bazi gerceklerin saptirildigini iddia etmis , konuya tam olarak vakif olamadigimiz icin bisi demek dogru olmaz . Filmin konusu tarihi bi olaya dayaniyor aslinda , milattan once 480 yilinin agustosunda 300 spartalinin 700 thespiyanla bir olup zamanin gorkemli iran ordusuna karsi Pass of Thermopylae (Hot Gates) 'i savunmasini anlatiyor ... mus .. tarihte gercekten 300 spartali 12obinlik iran ordusuna karsi durmus , Herodot baba anlatmis bu olayi ..
ama velev ki olmasaydi bile boyle bisi .. ya da olmus ama biraz abartilmis olsaydi dahi .. epik bi hikaye ya o bakimdan ..
biz (dunyalilar) alisikiz ki , mission impossible serilerinde, rambo ve turevi filmlerde , filmin esasoglaninin nerdeyse bi ulkenin hakkindan gelmesine .. gidip seyretmedik mi kac defa bunlari ? seyredip de " wayyy anasini !!!! uff yaaaa, o neydi beeeaa!!" demedik mi filmden cikarken ? oluyor bunlar !! o bakimdan 300 spartalinin 120 bin iranliya kafa tutmasi cok da sasirtici degil .. yani bi adam bu kadar sey yapabiliyosa 300 spartali neler neler yapmaz bi yerde , mantiksal olarak, oyle diil mi yani simdi ? (gerci o zaman 120bin iranli daha da neler neler neler ve hatta neler yapmaz ama neyse :P filmin esasoglanlari iranli diil, spartali yuttaslar)

bu basit mantik cikarimini yapamayan iranlilar, sonra sinirleniyorlar , alinganlasiyorlar felan .. olmaz !! hesap kitap ortada iste !!! oluyor, gayetten mumkun boyle bisi !! haaa, barbar demisler iranlilar icin filmde, spartalilar cesur ve asil, oysa iranlilar oyle mi, onlar vahsi cahil ve kan dokucu demisler .. dur bakalim , daha gormedik filmi .. seyretcem ben, bi bakcam .. gorcez bakalim cidden neyin nesiymis bu film . fragmanindan pek bisi anlamadim , biraz kanli manli geldi bana ama , savas filmi tabii olcak o kadar :P

neyse , ben severim tarihi filmleri :) hatta bayilirim :) tarihe ozel bi duskunlugum oldugundan mutevellit :) uyduruk muyduruk, yeterki tarihi film olsun , kac kere izledim ben bilirim tekrar tekrar kac filmi oylece ...

seyretcem simdi su "300" filmini de bakalim :) heyecanliyim .. hayirlisi ...


PS : yalniz filmin fragmanlarini tavsiye ederim bi girin izleyin youtube'da :) yorumlari da ihmal etmeyin okuyun :) filme feci sevinenler de var :) bu film ile etekleri zil calan bi ekip goreceksiniz orda :))) kim mi bunlar ? yunanli komşilerimiz tabii :))) kopmuş gidiyorlar, bir sevinc bir coşku !! hani "cesur ve asil" ler ya !! o bakimdan ;)) ssşsşshhhh ;)

Sunday, March 11, 2007

rakunlar ...

Gecen gun canli canli bir rakunun intiharini seyredince . hatirasina hurmeten bi iki sey yazayim dedim ..


Dayton'a gidiyorduk cuma gunu . I-70 uzerindeyiz . şapşili hayvan sen git bi arabanin altina gir yerles. [yani ben oyle tahmin ettim , herhalde araba daha park halindeyken altina girmis olmali ... sonradan otobanda komando gibi arabanin altina felan atlayip tutunmayacagina gore .. ] mavi sedan bi arabaydi, ihbar etmek gibi olmasin :P Sonra da tam araba otobandayken inmeye kalk ..


ben onumuzdeki arabanin altindan bisiler sarktigini goruyorum ama acaba torba filan mi diye oyle cok da onemsememistim . saatte 75 mil civari gidiyoruz , anlayin bi hayli suratli bi trafik var otobanda . Biraz onde polis arabasi da ayni istikamette gidiyor olmasa bundan en az 10 - 15 mil daha hizli akardi trafik, o da ayri tabi :) Benim de gozum arabanin altindan sarkan seye takildi , habire ona bakiyorum .. sonra iki ayagini daha indirip hooop asagi atlayinca anladim rakun oldugunu .. tabi hizla yuvarlandi felan , o esnada saglamdi ama icim cok kotu oldu . Arkada araba yoktu biz yan seritteydik , ama hic sanmiyorum ki I-70 trafigine dayanabilsin :(


Yaaa ben anlamiyorum bu hayvanciklari .. yani senin ne isin var arabanin altinda di mi ? hadi evlerimizin coplerini karistiriyorsun , hatta basement (evin bodrum kati ) hatta sominelere bile zaman zaman yerlesiyorsun . Ama anlamiyorum ki arabanin altinda ne ariyosun sen mubarek hayvan ?


Rakunlar bilmeyen icin, kediden buyuk, handiyse orta halli bi kopek iriliginde tuy yumagi bi hayvandir. Cok sirin gorunmelerine ragmen son derece obur , bi o kadar da israrci olduklarindan mutevellit zaman zaman tehlikeli olabilirler. Piknik yerinde piknikcilerin mamalarindan otlandiklari , hatta haracini alasiya kadar gitmeyip melul gozlerle sonuna kadar bekledikleri , hatta daha da ileri gidip caldiklari rivayetler arasindadir . ben yasamadim Allah icin, ama pekcok defa bu hususta uyarildik .



West Virginia'da kamp yaparken bir gece tangur tungur bir gurultuyle korku icinde uyandik . Disarda hemen kapinin yanindan geliyordu sesler . yuregim agzimda "Allahim" dedim "korktugum basima geldi , ayi geldi kabine girmeye calisiyor!!!" Esim pencerenin perdesini hafifce aralayip bakti, bisi goremedi . Kabinin agac kutuklerinden mamul duvarina sertce bikac kez vurup hayvani korkutmaya calisti .
O zaman kapinin yanibasindaki copten bir kafa uzandi .. bir rakun kafasi ... Direk pencereye bakiyor , demekki daha once de benzer uyariyi almis, booyle gayetten tecrubeli bi durusu var . Esim rakun oldugunu gorunce pencereyi araladi , el kol hareketleri 'git mit' felan ama .. tinmiyor rakun kardes .. boooooooole bakiyor . anladik sonra tabii bu bakisin ' gideyim mi , bisiler atacak misiniz kafama , yok atmiycaksaniz bosyere vakit kaybi olmasin , devam edicem , daha bulamadim aradigimi" manasina geldigini :P
ee o tecrubeli , biz degildik, ilk kampimizdi . hayir bilmiyoz da zati bulasirsak nasil bi tepki vercek, bakalim , belki gitmiycek, o atliycek ustumuze felan .. di mi ? yani o esnada bilmedigimiz icin " amaaaaaan bosver elleme yesin ne yiycekse" dedim. Esim de zati onu bekliyomus iyi madem dedi kapadi pencereyi gitti yatti . Ben bi vakit daha bakistim hayvanla .. hayran oldugumdan diil yanlis anlasilmasin .. meraktan .. ilk kez bu kadar yakindan ve bu raddede yuzsuz bi rakun goruyordum, bi daha belki olmaz diye hani .. Sonraciiima o bu bakismadan sıkılınca cope daldi tekrar, ayni yuzsuz gurultuleri cikara cikara eselenmeye devam etti . benim uykum kacti tabii, o ayri :P hayir , sonra nasil uyucam ben o gurultude ??


Bi keresinde de Halide Abla anlatmisti , arkadasinin basina gelmis. bigun evde salonda oturmus abur cubur bisiler yiyolarken , gozu biseye takilmis .. sominede biseye .. parlayan biseye ... burda bilenleriniz vardir, bizim somineleri genellikle ince bi demir agla kapatiyolar , eski sovalye zirhlarini andiran bisi . ates disari sicramasin diye herhalde . . ben sominemi bi kere bile yakmadigim icin ne ise yaradigini ogrenme firsatim olmadi , cok atmayim o yuzden . neyse .. cok iyi gorememis ya , egilmis "ne ki bu" diye bakmak icin .. ne gorse begenirsiniz ?? bravo dogru tahmin !! Rakun !! .. bi adet rakun ona bakip durmuyor muymus sominenin icinden . artik ne zaman yerlestiyse oraya ... iyyyyy .. dusununce bi kotu oldum simdi .


Neyse bu durumlarda itfaiyeye haber vermek gerekiyormus aklinizda bulunsun, onlar da oyle yapmislar zati . Cunku bu sirin rakun hayvani , evim diye sahiplendigi mekani aslanlar gibi savunup terketmeye yanasmadigi icindirkine son derece saldirganlasiyormus !! sizin saftirik saftirik disari atma cabalariniz cok aci neticeler dogurabilirmis. Gorurseniz sayet kacak bi sekilde evinizin bi yerine yuvalanmis , kira odemeden oyle beles beles gecinen bi rakun ailesi, yahut bekar rakun , neyse artik , itfaiyeye haber verin !!! Onlar ozel bi ekip gonderip boyle maskeli ozel elbiseli felan , cikariyolarmis .. aklinizda bulunsun .


Bugun de yine boyle faydali bilgiler verdim sizlere :))
Yasadigimiz bolgede bol miktarda varlar .. Rakunlari sevelim sayalim , gordugumuz yerde hurmet gosterelim . ve fekat beslemeyelim, alismasinlar , kendi dogal hayatlarinda bulsunlar bortu bocuk, zate internette biraz arastirinca ogrendim ne bulsa yiyolarmis, ac kalmazlar yani , ne yiyeceklerse dogal yollarla kendileri bulup kendileri yesinler. afiyet seker olsun .
Ve fekat otobanlarda felan intihar etmeleri cok aci . bahar aylari geldi, goruyoruz oyle yol kenarinda felan . Turkiye'de de kedi cok gorurduk :( Uzuluyoruz yani .. keske onlara rahat yasama alanlari sunabilsek ama mumkun diil tabii .. biz insanlar malum her bir tarafa tum medeniyetimiz ve onun yan etkileri ile yayildigimizdan mutevellit :P
Hepinize hayirli pazarlar :)


Friday, March 9, 2007

babadan ogluna ... hayat dersi :)


- niye durduk ki oglum simdi ?
- Ufff baba ne guzel kiz di mi ?
- Terbiyesizler !!


- bak oglum sana bi ogut : kizlara laf atmiyceksin !! bacimiz onlar bizim !!
- hic bi zaman mi?
- hic bi zaman !
- anladim .
- e yuru bakalim ..

Thursday, March 8, 2007

Istanbul Yedi Tepe Pidesi ..



Efenim oncelikle sunu soyleyim .. Ben ekmek ve turevlerini cok seven, sevgiyle tuketen bi insanim. Zati hemen hemen tum rejimlerimin bamlamasi da bu yuzdendir :P

Esasen bu blog yemekle alakali diil . Ama gecen gun yaptigim bu ekmegi ayri bi sevdim .. Esim o gun oglen yemegi icin gelecegim, 15 dakka sonra orada olurum deyince, ekmek makinasindaki ekmegin pismesine de 1 saatten fazla bi zaman oldugunu farkedince ... ben de guzeeelce kabarmis ve fekat henuz pismemis hamuru cikardim firindan, yallah tepsiye doktum. Sonraciima biraz yassilastirdim, baktim hala firinin 2 lobluk kalibinin kubik seklini muhafaza etmeye calisiyor (alismis tabii otur otur) ... yani bu sekil firinda pisirsem ici pismeyecek buyuk ihtimal .. ben de hic sevmem pismemis ekmegi .. hamur yemiyorum yani prensip olarak :P

sonra gozum bulasiklikta melul melul bana bakan bicaga ilisti .. sonra hamura bi daa baktim . turkiye'de firincilar cizik atiyolar ya ekmegin uzerine , "dur ya " dedim, "cizeyim ben sunu bi iki yerinden" .. sonra "bu cizikleri daha derin yapsam ya" dedim .. sonra da bikac cizik yerine her yerini cizdim ekmegin, "iyi pissin, cok iyi pissin, pismedik yeri kalmasin" diye .. o gun de sinirli miydim neydiysem artik .. boole epey bi cizmisim ekmegi :P



sonrasi ?

sonrasi iste bu ekmek cikti ortaya :) tepecikli mepecikli :) Ismini ben koydum : "istanbul yedi tepe pidesi" (aslinda ustunde 15 tepe var)
Patenti sahsima aittir :P
Eeee tadi nasildi diye soranlariniz olacak eminim .. Tadi ayni bildiginiz ekmek iste .. ama bencileyin ekmegin kosesini seviyosaniz, bu ekmek full kose doluydu :)))))))))) super citir, super gevrek :) ustune yumurta surup susam corekotu felan da sepeleseniz goruntu daha da sahane olacak eminim :) ama benim o gun o telasede hic aklima gelmedi . biraz gariban bi goruntusu oldu maalesef .
denerseniz seveceksiniz mutlaka :) pismesi sadece ve sadece 10 dk , hatta belki daha kisa .. dikkat ederseniz ben azicik esmerlestirmisim :P firinda unuttum da :P
olsun , esim geldiginde hazirdi ekmek , ve en guzeli sicacik citir citir ekmegimi o da cok sevdi :))))
PS : resimleri cekerken arkada cicek olayini ozellikle ayarladim :) yemek bloglarinda oyle yapiyorlar, bosuna diil yani :) renk getirdi ekmekcagizima :) nasil ?

Wednesday, March 7, 2007

inciler ...



Gömlegin ilk düğmesi yanlış iliklenince digerleri de yanlış gider.

C.BRUNO

dun bahardan kalma bir gundu ...


bu sabah kar yagdi !


Ogleden sonra tekrar bahar geldi !!!


Her zaman derim , bu Columbus'un havasi Izmir'i aratiyor diye .. bi de izmir'in havasina laf edilir (hani vardir ya muhabbet havasina kizina guvenilmez felan :P daha neler artik :P ) .. buraninkine hic guvenilmiyor !! giyiniyosun, kusaniyosun, botlar , sallar , sonra cikiyosun disari, cumle alem bi penye bi kot geziyo ortalikta .

hava isinmis, sen kardan adam gibi kaliveriyosun ortalarinda oylece !! gerci buranin insani alismis havaya, zemheri ayazda bile penye kot geziyor nerdeyse ama, o ayri :P


dun sabah perdeyi araladim, pur nur oldu ortalik, gunes nasil parlak , nasil goz kamastirarak doldu odaya anlatamam :) benim icime de boooyle bir nese bir keyif hali geldi. "Allaaaah !" dedim " supper bi gun" :) bayilirim boyle havalara . icim civil civil yataklari topladim, ortaligi duzelttim, kahvalti hazirlarken bile bidiklara handiyse agzim sussa icim sarki soyluyor :) kendime soooyle civil civil baharlik bisiler sectim , rengarenk , yesilli mavili pembeli , ustume de ince kadife bi ceket giydim, saat 11'de Suedaciimla kahvaltiya gidicez .


O cocuklari arabaya bindirirken ben aliskanlik oldugu uzere evde, unuttugum bisiler icin kosturup durdum (biraz hazirlanma sorunsalim var da , cocuklugumdan beri oldum bittim hic vaktinde hazirlanamam, niyeyse hep bisileri unuturum!! ve o unuttuklarim da hep tam kapidan cikarken aklima gelir :P ve evet, onlari mutlaka ama mutlaka almam gerekir :P ) . adrenalim yukseldi haliyle, ben kanter icinde 3 katli evin her katini kosturarak bisiler ararken .. sonra neyse en dandik detayi dahi hazir hale getirip, ayakkabilarimi giyip kapidan ciktim ...


ciktim, ve yuzume dondurucu bi soguk carpti !!!! kapiyi kilitlemistim, ama olsun yine acabilirdim , acip iceri kalin bi manto gecirebilirdim ustume ... ve fekat yaklasik yarim saat once arabaya binmis yerlesmis ve ooooylece beni beklesen 3 insanin, 'cok sukur' der gibi bana baktigini farkedince .. "ehi' diye siritarak arabaya binmek dustu bana da .


Bindim, fekat gidene kadar da dondum . Sonra ordan eve donerken de dondum ve titredim . Zurefanin duskunu beyaz giyer kis gunu misali :P


Sonra bu sabah supriz bi sekilde heryeri karlar icinde gorunce "eh tamam" dedim , "belliydi zati dunku soguktan" nasil da tipi gibi attiriyodu kar, boyle nerdeyse goz gozu gormeyecek . Hatta az kalsin ogleden sonraki programimi iptal edecektim, maazallah araba felan kayiverir , kaza yaparim diye . Iyi ki etmemisim !





Ogleye dogru hazirlandik . Dunden akillandim ya, eeeeeeeeen bi kalin kabanimi giydim kurklu murklu olanini . Ayaklarimda kalin coraplar felan . Cocuklari hakeza giydirdim , dokulduk yola . Fekat bi tuhaflik var, sabahki tipiden yollarin buz icinde olmasi gerekir .. diye ben dusunuyordum, ama yollar piril pirildi . Az sonra araba saunaya donunce hafiften isiticiyi kapattik. Abbey Church' e vardigimda ortalik sut limandi. Bahar , zannimca benden once oraya gelmisti :P gelmis ve hatta yerlesmisti :P Cocuklar sapkalarini attilar. Yaka bagir acik kosturdular disarda ..

Arkadastan ciktigimizda hepten sicakti hava .. Ilik bir columbus bahari .. karlar erimis ... kuslar bortu bocukler eski nesesinde ... gokyuzu masmavi, bulutlar tombik tombik, pamuk beyaz ..

bu ne ki simdi ... demeyin .. bu son 6 yilimi gecirdigim halde hala boyle suprizleri ile benim tum sistemimi allak bullak eden columbus havasi iste ...

Ya bi seferde tuttursam ... icim yanmayacak !!

Monday, March 5, 2007

1 tatli kasigi elma sirkesi + 1 tatli kasigi bal + 1 bardak ilik su




Elma sirkesini ben daha once de soylemistim size degil mi? “ben soylemistim” demek hosuma gitmiyor, ama demistim yani !! bakin yine bugun bi gazetede karsima cikti, elma sirkesinin ne kadarin super faydali bisi oldugu .. ben de dedim, bunu bi kez daha hatirlatayim, madem artik blogum da var !

Zaten elma basli basina faydali bi meyve . Arti sirkesi de faydali , ki sirkeyi Efendimiz (SAV) soyle ovuyor:
“"Sirke ne güzel katıktır. Allahım! Sirkeyi bereketlendir. Çünkü sirke benden önceki peygamberlerin katığı idi. İçinde sirke bulunan ev fakirleşmez."

Tabii ben elma sirkesinin her faydasini da soylememistim o zaman , Allah biliyor, ve fekat ben de zaten eni topu bi faydasini biliyordum mubaregin, o da her sabah 1 tatli kasigi elma sirkesini 1 tatli kasigi balla beraber ilik 1 bardak suya karistirip icersen, kilo vermeye fevkalade yaradigi idi .

Ben de o zamanlar ittire kaktira bi muddet bu olayi devam ettirmeye calistim .. calismasina da .. yani insan biraz unutabiliyor :P misal ben bazi sabahlar gozumu bile acmadan direk buzdolabina gomulup tatli bisiler aradigim icindirkine o esnada aklima asla ve kata elma sirkesi gelmedigi de oldu. Tabii insan ustuste de unutunca vicdaninda rahatsiz edici bi eziklik ve basarisizlik hissi olusuyor :( sonraciima ister istemez icerliyosun, suc elma sirkesininmis gibi " o da buzdolabinda kafasini uzatip kendini gosterebilirdi" felan seklinde aslinda cok da şık olmayan suclamalara girisebiliyosun ki .. bunun neticesi dogal olarak sirke-bal olayina elveda oluyor :( Iste tam bu noktada size tavsiyem : BIRAKMAYIN ARKADASLAR !!! Madem ki bu onemli bi madde bu kadar vucut icin, (yani sadece zayiflayalim deyi diil) , madem oyle, o halde biz de icelim her sabah, unutursak da gun asiri, 2 gun asiri, 5 gun asiri :P ama hatirladikca olsun icelim !!

icelim , guzelleselim :) :P ehi

Lafi uzatmayayim. Sizlere bi dolu faydasini yorumlar kisminda alt alta yazicam simdi. Cunku epey uzun tutuyor. Biraz tuhaf bi uygulama olmakla beraber, tum sayfanin elma sirkesi ve faideleri ile iptal olmasini istemiyorum yani :P Blogu tikamayalim di mi ? Siz sonra lazim geldikce okursunuz :)

Sunday, March 4, 2007

hersey bitmistir artik ....



sarkiyi dinlediniz mi? yeni cikmis piyasaya .. yani herhalde .. sanirim yeni cikmis .. ya da ben yeni duydum :P ve fekat bayildim :)

benim gibi eski turk filmlerini sevenlerdenseniz, eminim sizlerin de kalbi oralara gidip gelmistir. Belgin Doruk - Ayhan Isik , Hulya Kocyigit - Ediz Hun , sonraciiima Turkan Soray - Kadir Inanir, Fatma Girik - Izzet Gunay , ve tabii illakina Filiz Akin - Tarik Akan .... yani bunlari unutmak mumkun mu ? hos filmlerdi, bi ara TGRT her sabah saat 10'da yayinliyordu, annemle acele kahvaltimizi eder, cayimizi alir , keyifle seyrederdik :)) Benim favorim, Belgin Doruk ve Ayhan Isik ikilisiydi, kucuk hanim ve soferi serilerini pek bi severdim. Yine de Filiz Akin'i hepsinin arasinda tek gecerim, pek hos bir hanimdi yani :) Dikkat ederseniz klipte de havasi herseyi bambaska di mi :)

Bir ara o filmlerdeki hemen hemen tum conlerin isminin ortak ve "Ferit" olmasindan mutevellit ben de oglumun ismini "Ferit" koyayim diye dusundum, dusunmedim degil . hani karizmatik bir isim deyi :) Fekat megerse ingilizcede ferrit baska bi hayvanceyizin ismiymis, benim yakisikli oglusumla dalga gecerler maazallah diye baska isim dusunduk artikin :)

Pazar gunu malum dinlenme gunu, gunluk rutinimizden siyrilalim, soooyle eskilere gidelim, maziye dalalim , gonlumuz senlensin diye bu sarkiyi settirdim efenim :) hayirli pazarlar :)

Friday, March 2, 2007

inciler ...


"Pencerenin camına bakan sadece camdaki kiri görür,

ancak camdan öteye bakan pencerenin dışındaki manzarayı
görür..."


Mevlana

Istanbul, not Constantinople


Aslinda benim once izmir icin bi post hazirlamam gerekirdi :) ama nasip Istanbul'a imis !


ISTANBUL !! Ruya gibi gibi sehir ...


ama birazdan izleyeceginiz cartoon'u hazirlayanlar hakketten ruyalarinda gormusler istanbul'u :P bu nasil bir istanbul'sa artik, ben kendim gormedim oyle bi istanbul sahsen :P coller, cadirlar, develer, minnacik kup kup evler :P hani bilmesek sanicaz ki mekke medine arasi bi yerde kaliyo istanbul, o civarlarda sanki :P


neyse , muzik bomba gibi :) icinizin bocugu kipir kipir olucek :)


once bi klipi izleyin :

http://www.youtube.com/watch?v=O-05xJ5bHmY


Sarkinin sozleri ne yaaaa, anlasilmiyo diyenlere (misal bencileyin):

Istanbul was Constantinople
Now it's Istanbul, not Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Now it's Turkish delight on a moonlit night

Every gal in Constantinople
Lives in Istanbul, not Constantinople
So if you've a date in Constantinople
She'll be waiting in Istanbul

Even old New York was once New Amsterdam
Why they changed it I can't say
People just liked it better that way

So take me back to Constantinople
No, you can't go back to Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works
That's nobody's business but the Turks

Istanbul (Istanbul)
Istanbul (Istanbul)

Even old New York was once New Amsterdam
Why they changed it I can't say
People just liked it better that way

Istanbul was Constantinople
Now it's Istanbul, not Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works
That's nobody's business but the Turks

So take me back to Constantinople
No, you can't go back to Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works
That's nobody's business but the Turks



Muhakkak daha once dinleyenleriniz olmustur, ben gecenlerde dinledim :) icim booole fikir fikir oldu :) yanlis miyim, bomba gibi diil mi?


ve fekat , istanbul icin bu cizgi filmi hazirlamadan once abiler bi zahmet bi nasil bi yermis bu istanbul diye ufacik da olsa bi baksalarmis, tam super olacakmis :P bakmamislar, ayip etmisler :P


hayir col deve ilave ettiniz hadi ... ya annamiyorum, istanbul'u tam ortasindan ikiye ayiran dunyaca meshur koskoca bogaz'i nasil iskaladiniz, yuh diyorum, baska da bisi demiyorum :)


sonra biz kendimizi tanitamiyoruz diyoruz !! Yaa galiba hakketten tanitamiyoruz !!!

Lale .. Hilal .. Allah ..




Ilginc bisey ogrendim bugun ..
Paylasmazsam olmaz :)


Ebced hesabina gore lale ile Allah lafzinin degeri (her ikisinde de) 66 ya tekabül ediyormus! Bu nedenle lale, Cenabi hakkin simgesi olarak sayilmis Turk-Islam Sanatinda asirlar boyu.. Hatta bazi yörelerimizde "isi 66'ya baglamak" diye bir deyim varmis ve halen kullanilmaktaymis. (Misal bizde yok , en azindan ben kendim sahsen hic rastlamadim Izmir'de kullanildigina)

Genel olarak hilal, Islamin simgesi olarak görülür ya. Ilginc ki Hilal de kelime olarak tam 66 ediyormus ebcedde.

Yani hilal, lale ve Cenabi Hakk'in en muazzam ismi olan Allah ayni sayi degerindeler ve bu sayi da 66 !

Cumaniz mubarek olsun :) Cumaya ozel bir genel kultur olayi olmus olsun bu post da :)


ric' ederim ne demek :)

Thursday, March 1, 2007

uyandim sabah ile..

gozyasim sile sile .. diyecegim .. ve de hic de yalan olmayacak :((

bu sabah esimi gonderdikten sonra, cocuklar da hazir uyuyorken iki dakka daha uyuyum dedim .. daha gozumu kapamistim ki minik bi dokunusla uyandim!! Rana hanim !! uyanmis da !! :(( tatli bi heyecanla gordugu ruyayi anlatmaya koyuldu . bu aralar pek merakliyiz ruyalara.. yine havuz ruyasi gormus, eski sitemizin havuzunda yuzuyormus :P malum kis mevsimi, heryer kar buz, cocuk havuzu birak kapi onunu bile goremeyince , yatiyor kalkiyor ruyasinda havuz goruyor :P bana da tek gozum derin uykuda, tek gozum hafif aralik basim yastiga gomulu mecburen onu dinlemek dustu . "cok guzel ranacim, simdi biraz uyuyalim mi?" ..

oki .. sarildik birbirimize, bi daa kapadim gozlerimi . ama rana kimil kimil kimildaniyor, bi hareket bi huzursuzluk.. uyumak mumkun mu .. belli yani ,o da uyumayacak, ama henuz ne yapacagina karar verememis bi 4,5 yas cocugu olarak dusunuyor kendince . dusunuyor ve kipirdaniyor bi yandan ! "istersen git oyna" dedim .. "ben boya yapicam kagit verir misin?" dedi. uffff .. vermem .. rahatimi kacirip vermem aslinda tercih imkanim olsa ama .. yok iste ..

istemeye istemeye ciktim sicacik yataktan, ayaklarimi suruyerek dolaba gittim, bi tomar kagit aldim , verdim eline, kirilmasin diye gulumsemeye gayret ederek . sonra "ben biraz daha uyuycam ranacik, izin verir misin?' dedim. o da "tamam sen uyu" dedi, yuzunde kocaman zinde bi gulumsemeyle, kosturarak gitti odasina (zaten yurumeyi ogrendiklerinden beri kosuyorlar, yurume olayi yok yani) tekrar attim kendimi caaanim yatagima, cektim yorgani , booooole bir sicak uyku sardi gozlerimi yeniden (ki zaten hic gitmemisti) .. oylece uyumus kalmisim ..

daha ruyamin ortasindaydim yani , bari bitmesine musaade etselerdi :P bir minik el mutemadiyen beni sarsaliyor ve uyandirmaya calisiyor , bi yandan da acikli seslerle bi seyler istiyordu .. ama ben artik 4 senedir bu olaya aliskin ve idmanli oldugum icin , herseye ragmen gozumu acmadim, ruyami bare bitirmeye ugrastim . hafiiifce araladigim tek gozumle ve kulagimi artik asindirmis olan biteviye bizildamadan basimdaki israrcinin omer bey oldugunu anladim .. evdeki diger 4,5 yas sakini ..

"yaaaa ne var annecim" dedim ama ben bile anlamadim o anladi mi bilmem, laf agzimda yuvarlandi oylece :P bi at, bi asker, bi kilic, sonra baska bi at baska bi asker baska bi kilic , bunlar birbiriyle savasacak, bi de gunes, bi suru de bulut resmi cizmemi istiyormus .. gorunen omer de kalkmis , rana'yla sanat calismalarina baslamisti. ve fekat ben gozumu acamiyorum ki, yani oyle tatli uykum var, "omercim kendin cizsen " .. "yaaa ben cizemiyoruuum , olmuyoooor" sesi iyiden iyiye aglamakliydi, titriyordu, handiyse koyverecek kendini.. icim parcalandi , parcalanmadi diil , ama yuzum de dustu , eksidi " canim benim kendi cizebildigin bi seyler cizsen, ben kalkinca soz cizcem bunleri sana" .. ama 5 yas sendromlari arasinda super otesi bi inat olayi var, ustune omer'in titizligi ve takintililigi da ilave olunca .. "bwaaaaaaa" diye bi ses duydum , iyice iclenmis megerse bizimki benim onun sesini duymamak icin bi o tarafa bi bu tarafa donup yastigin altina saklanip uyumaya calistigim sirada , hakketten de koyverdi kendini :(((

ooooooooooooof offf .. of ki ne off !! "tamam tamam canim aglama hemen geliyom ben simdi, bi yikayim yuzumu de" burnunu ceke ceke indi ustumden , ben de cikabildim yataktan boylelikle . yine burnunu ceke ceke gitti odasina . yikadim yuzumu ve saate baktim : esim gideli sadece ve sadece yarim saat olmus !! bogazima bi dugum takildi , gozlerim doldu ...

handiyse aglayacaktim :(

bir fincan kahvenizi hazirladiniz mi ?




kahvesiz gitmez keyifli sohbetler :)

benimki yanimda sahsen, bilmiyorum .. sicak sicak uzerinde dumani tuten elcagizimla hazirladigim enfes bi turk kahvesi .. severim ben turk kahvesini .. (aslinda baskasi hazirlasa ben icsem tabii daha cok severim ama :P)

ama siz amerikan icebilirsiniz, espresso icebilirsiniz, yahut ne isterseniz artik ...

ay onu da ben mi dusuncem ? :P